Sağlık koçları olarak, sağlığın bir bütün olduğunu, fiziksel sağlığın ruhsal sağlıktan ayrı ele alınamayacağını savunuyoruz. Ruhsal sağlık için ise iç huzurun, kendinizle uzlaşmanın şart olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz.
Kişinin kendisiyle uzlaşması, ancak kendini tanıması ile mümkündür. Kendinizi tanıdığınızda, hayatınızı nereye doğru ilerletmek istediğinizi bilirsiniz ve “ne istediğini bilememe”, “kararsızlık”, “çatışma” gibi unsurların size zarar vermesine izin vermezsiniz.
Shannon Polly ve Kathryn Britton’un ortak çalışması olan Character Strengths Matter kitabı, bu konuda bizim için bir rehber niteliğinde.
Geliştirilen “güçlü karakter özellikleri testi” ile kendi karakterinizdeki güçlü özellikleri keşfedebilir, bu özelliklerinizi parlatmak için harekete geçebilirsiniz.
Teste buradan ulaşabilirsiniz.
Test sonucunda 24 tane güçlü karakter özelliğinizin sıralandığını göreceksiniz. Aslında bu 24 özellik tüm insanlarda mevcut. Ancak sıralama herkeste farklı oluyor ve sizin kendi karakterinizdeki güçlü özellikleri parlatmak için çalışmaya, sıralamanın en başından başlamanız gerekiyor.
Sıralamada karşınıza çıkacak özelliklerden biri: Sevgi Gücü.
Peki nedir bu sevgi gücü? Size bugün bu özellikten bahsetmek istiyorum.
Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey.
Türk Edebiyatı’nın öykü türünün önde gelen yazarı Sait Faik Abasıyanık Alemdağ’da Var Bir Yılan adlı öyküsünde, bize sevginin gücünü bu sözlerle anlatıyor.
Bu söze ve hayatta deneyimlediğimiz pek çok şeye bakarak diyebiliriz ki: Her şey bir insanı (ya da bir varlığı) sevmekle başlar ve bütün iyi şeyler de bunun arkasından gelir.
Amerikalı ünlü psikanalist, sosyolog ve filozof Erich Fromm ise Sahip Olmak ya da Olmak kitabında sevginin gücünden şu sözlerle bahsediyor:
Gerçek sevgi, sevebilme yeteneğini ve başkalarına bir şeyler verebilme yatkınlığını geliştirir. Bir kişiyi gerçekten sevmek, onun kişiliğinde tüm dünyayı sevmek demektir.
Edebiyatçılar, filozoflar kadar dünyayı anlayan, tanıyan yoktur. İşleri insanları ve hayatı gözlemlemek, analiz etmek olan bu insanlar, bugüne kadar iyileşmek için kullanabileceğimiz en etkili gücün sevgi olduğunu defalarca yinelediler.
Ve biz de aynı şekilde, içimizde taşımamız gereken duygunun “sevgi” olduğunu bütünsel sağlıktan her bahsedişimizde yineliyoruz.
İnsan varlığında neyi taşıyorsa, dünyası onunla kaplanır.
Öfke, kin, nefret, kızgınlıkla dolup taşan bir bünyenin, mutluluğa, içsel huzura erişmesi mümkün değildir. Kişinin, üzerinde taşıdığı şeyler bunlar olduğunda, etrafına yaydığı enerji, insanların ve hatta tüm dünyanın ona geri bildirimi de bu duygular üzerinden olacaktır.
Her birimizin varlığı bir ayna. Neyi yansıtıyorsak onu görmeye devam edeceğiz.
Dünyaya kötümser duygularla baktığımızda kötü hislerle dolup taşacak; iyimserliğe ve sevginin gücüne sarıldığımızda ise güçlenip çoğalacağız.
Biliyorsunuz; dünyayı kurtarmak, herkesin kendi dünyasını iyileştirmesi ile mümkün. Ve dünya bizi ancak sevgi dili ile konuştuğumuzda dinlemeye başlar. Bu, insanlarla iletişimimizde de böyledir. Kızgınlıkla söylenen şey karşı tarafta kendini savunma isteği doğururken, sevgiyle söylenen şey anlama, empati kurma güdüsünü harekete geçirir.
Anlamak ve anlaşılmak için en açık ifade yolu sevgi dilidir.
Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için başvuracağımız güç, sevgidir.
Bugün gidip bir insana, onu sevdiğinizi söyleyin. Bir yabancıya sevgiyle yaklaşın. Bir hayvana sevgiyle dokunun. Eleştirilerinizi şefkatle yapın. Rahatsızlıklarınızı nezaketle belirtin. İsteklerinizi hırsla değil, sevgiyle çağırın. Dünyayla sevgi dili ile konuşmayı öğrenin. O zaman içinde yaşadığınız aynı dünyanın, birdenbire nasıl daha iyi bir gezegene dönüştüğünü göreceksiniz.
Sevgiyle kalın.
[…] ve duygusal yakınlıklar arıyor, bu yüzden bir sosyal çevreye sahip olması ve bu çevreden sevgi hissetme, iletişim kurma gibi sosyal ihtiyaçlarını karşılaması […]
[…] Onları yalnız bırakmak en iyisidir. Sorgulayacakları ve tecrübe edecekleri çok şey var. Sevginin gücünü keşfetmeleri ve kendilerini sevmeyi öğrenmeleri […]